Pakistan ezberleri bozar. Hindistan savaşı kaybeder. Babür’ün dönüşünü izleriz. Bin yıllık tarih bugüne gelir, Güney Asya’da harita değişir. Belki de zamanı gelmiştir!

“`html

Hindistan, önceki gece

Pakistan’a yönelik füze ve jet saldırılarıyla büyük bir müdahaleye girişti

Bu gelişme, Güney Asya’da aniden bir hareketliliğe sebep oldu. Uzun süredir devam eden gerginlik ve savaş açıklamaları, Hindistan’ın Pakistan’a

24 hava saldırısını gerçek anlamda uygulamaya koydu

.

Yıllardır

Ortadoğu’da

süregelen savaşların Güney Asya’ya mı sıçradığı sorusu gündeme geldi. Eğer iki ülke büyük bir çatışmaya giderse, bölgedeki ülkelerin tutumu ne olacak?

Çin ve Rusya bu duruma nasıl tepki verecek?

Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, İran ve Afganistan bu süreçte ne yapacak?

Bangladeş

da bu savaşa dahil olur mu? Bazı kişiler;

Endonezya’dan Fas’a kadar uzanan bir Büyük İslam Kuşağı’nın Pakistan üzerinden kırılma planları mı yapılıyordu?

İsrail

bu askeri hareketliliğin neresindeydi? İşler daha da kötüleşirse, savaşın domino etkisi Akdeniz kıyılarına kadar sıçrayabilir mi?

Çin-ABD güç çatışması Hindistan üzerinden mi yürütülecek?

Yüzlerce soru var ve bu soruların tamamı ciddi, gerçek ve endişe verici sonuçlar doğurabilir.

PAKİSTAN, MÜTHİŞ BİR ASKERİ GÜCE SAHİPTİR!

Hindistan’ın gerçekleştirdiği saldırılarda

camiler ve sivil hedefler

vuruldu ve bu olay sonucunda 26 kişi yaşamını yitirdi. “

Cami

hedefi özellikle seçilmişti ve bu durum, savaşın mesajının odak noktasını oluşturuyordu. Yeni Delhi, durumu tüm dünyaya “

terörle mücadele”

şeklinde lanse etti.

Ancak bu yaklaşım artık dünya genelinde kabul görmüyor.

Pakistan

ise üstün bir irade ve kararlılıkla karşılık verdi. Son derece

sofistike ve disiplinli bir Pakistan

izledik. Sınır boyunca Hindistan karargâhlarına saldırılar düzenlendi ve Hindistan’a ait 10 savaş uçağından 5’i etkisiz hale getirildi.

Batı menşeli ileri teknolojik

ürünleri olan bu jetler büyük bir hedefleme başarısıyla imha edildi.

Pakistan’ın misilleme kapasitesi, Hindistan’ın bu savaşı kazanma ihtimalinin uluslararası ölçekte şüphe yarattığını gösterdi.

İSRAİL, HİNDİSTAN’A NE DEDİ?

ÖLÜMCÜL YALNIZLIK HİNDİSTAN’I TEHDİT EDİYOR.

Hindistan, bu tür bir yanıt beklemediğini düşünmüş olabilir. Şu an ciddi bir değerlendirme yapılıyor olmalı ve Pakistan’ın bir sonraki adımlarının ne olacağı inceleniyor.

İsrail, Hindistan’a muhtemelen şu tavsiyede bulunmuştur:

“Pakistan’ın etkili bir karşılık veremeyeceğinden güvenin. ABD’den çekinirler. Bu durumu terörle mücadele olarak sunarız. Biz her bölgeyi bombalıyoruz, çevredeki Müslüman ülkeler karşılık veremedikleri için bu taktiği siz de uygulayın.”

Hindistan’a yapılan bu saldırının en açık destekçisi ise sadece İsrail oldu. Trump bile “

bu saldırı çirkin ve hemen son bulmalı”

dedi.

İsrail’in Ortadoğu’daki yalnızlığı

gibi, Hindistan da Güney Asya’da benzer bir yalnızlık yaşayabilir.

HARİTALAR DEĞİŞMEK ZORUNDA.

HİNDİSTAN’IN KÜÇÜLDÜĞÜ GÜNLER.

PAKİSTAN İSRAİL’E DE CEVAP VERDİ!

Hindu milliyetçilerinin Müslümanlara yönelen saldırı politikası, Batı’nın onayını almak için başarısızlığa uğrama tehlikesi taşıyor. Küresel güç dengesinin değişimi ve Batı’nın içindeki çatışmalar göz önüne alındığında, Güney Asya’da Hindistan’ı küçültecek bir gelecek artık kaçınılmaz gibi görünüyor.

Ne Pakistan Ortadoğu’daki bir güç olarak ne de Hindistan’ın eski söylemleri günümüz dünyasında geçerliliği kalmadı. Eğer Hindistan, İsrail’in yaklaşımını benimsemeye devam ederse, kuzey bölgelerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir ve Çin ile rekabetinde ciddi zorluklar yaşayabilir.

“İSLAM’LA SAVAŞ, BATI’NIN GÖZÜNE GİR,

BÖYLE GÜÇ DEVŞİRİRSİN!”

Biraz geriye dönelim:

Hindistan, Batı’nın İslam karşıtı savaşının bir neferi haline getirildi. İsrail ve ABD’nin aşırı sağcıları, Soğuk Savaş sonrası bu ülkeyi küresel İslamofobi’nin merkezi haline dönüştürdü.

Hindistan’da Müslümanlara yönelik gerçekleştirilen saldırıların bir savaşa dönüşeceği uzun zamandır öngörülmeliydi. Çünkü Hindistan, hızlı büyümesini siyasi ve askeri güce dönüştürmek için Batı’nın destekleyeceği bir araca ihtiyaç duyuyordu ve bu da İslam karşıtı bir söylemdi.

Son otuz beş yıl içinde ABD, İsrail ve Avrupa ortaklarının Afganistan, Irak işgalleri ve onlarca iç savaş çıkarması, terör örgütleri kurması ve küresel İslam tehdidi tanımlamaları hep bu arayışın bir parçasıydı. İsrail’in Gazze’deki saldırıları, işte bu fırtınanın en son halkasıydı.

DİN SAVAŞLARI KURGUSU:

PAZARLAMA ASLA BU ŞEKİLDE YAPILMAZ!

Batı’nın zayıflamasıyla birlikte, Hindistan, İslam karşıtı savaşın öncüsü olarak öne çıkarıldı. Keşmir’de 29 “Hindu”nun bir terör saldırısında ölmesi, tam anlamıyla “din savaşı” oluşturma planlarının bir parçasıydı. Bu durum, terörle mücadele söylemiyle halk arasında legitimize edilecekti.

Ve bu strateji uygulandı. Hindistan bir anda dikkatleri üzerine çekti ve durumu savaş haline dönüştürme çabasına girdi. Kamuoyu, bu kurgunun figüranları olarak hazırlandı. Ardından, bir önceki akşam Pakistan’a saldırılar başladı.

Önceki yazımda bu iki ülkenin büyük bir savaşa sürüklenmesi durumunda neler olabileceğine değinmiştim. Eğer konuyu doğru bir şekilde ele alacaksak, o cümleleri tekrar hatırlamak zorundayız:

TÜRKİYE’NİN YAKIN OLDUĞU HER

ÜLKE PAKİSTAN’I DESTEKLEYECEK.

Dünyanın, ABD-Çin ticaret savaşlarının hangi jeopolitik sonuçlar yaratacağını tartışırken, Hindistan-Pakistan gerilimi patlak verdi. ABD, Hindistan ile işbirliği yaparken, Çin Pakistan ile birlikte hareket ediyor. Orta Doğu’dan Güney Asya’ya kadar uzanan bir stratejik planın olduğu açık.

Sanki Türkiye’nin yakın olduğu tüm ülkeleri kapsayan bir hareket planı oluşturulmuş gibi görünüyor. Aynı zamanda Çin-ABD güç çatışması ekseninde yeni yollar çiziliyor.

Türkiye askeri desteğiyle Pakistan’ın yanında yer alacaktır. Aynı zamanda, Bangladeş de bu savaşa katılabilir çünkü Hindistan yanlısı lider Şeyh Hasina’nın devrilmesinin ardından, Bangladeş ve Pakistan, aralarındaki dayanışmayı hızla güçlendirme yolundayken, Bangladeş ordusu da Hindistan sınırına kaydırma yaptı.

Pakistan ve Bangladeş’in aynı anda savaşa girmesi halinde, Hindistan’ın bir kez daha parçalanması kaçınılmaz olabilir. Üstelik, Çin’in kuzeyden baskısı çoktan hissedilmeye başlandı. Bu durum, Hindistan’ı zorlu bir duruma itecek gibi görünüyor.

HİNDİSTAN HİÇ KAZANAMAZ

YEM OLMAKTAN ÖTEYE GEÇEMEYECEK.

Hindistan’ın bu hesapları aceleye gelmiş görünüyor. Çin’in etkisi ve böyle bir savaş, Hindistan’ın bölgesel etkinliğini dramatik bir şekilde daraltacak ve büyük yıkımlara yol açabilir.

Hindistan’ın savaşla bir çözüm bulması imkansız. Tarihsel olarak, bu şekilde kazanç sağlamış bir ülke değil. Bölgesindeki savaş kabiliyeti çok düşük. Ne kadar abartılsa da, sadece ABD ve İsrail için bir “yem” olmaktan öteye geçemeyecektir.

ABD ve İsrail’in sunduğu destek dahi Hindistan’ı ayakta tutmaya yeterli olmayacaktır. Çin karşısında Hindistan’ı öne çıkartma girişimleri büyük oranda başarısızlıkla sonuçlanacaktır.

Hindistan’ın ekonomisi ne kadar hızlı büyürse büyüsün, küresel iktidar arenalarında etkisi oldukça amansız kalacaktır. Küresel ve bölgesel güç mücadelesinde bu iki faktör son derece belirleyici nitelikte.

FATURA İSRAİL’E KESİLEBİLİR.

Güney Asya’dan başlayarak, Endonezya’dan Anadolu’ya kadar, çok geniş bir coğrafyayı etkileyecek bu denemeler başarılı olamayacaktır.

İsrail’in bu tür bir adım kararlılığı intihara sürükleyecek gibi görünüyor. Bunun maliyeti İsrail’e iade edilecektir.

Hindistan’ın destek alabileceği tek bir ülkesi bile kalmayacak; yalnız kalmış bir ülke olarak felaketle karşılaşabilir ve ekonomisi çökme noktasına gelebilir.

Belirli güçlerin, Pakistan’ı Hindistan ile meşgul ederek Ortadoğu’da başka planlar peşinde olduğu görülüyor. İsrail; İran’a karşı ABD gücünü, Pakistan’a karşı Hindistan gücünü, Türkiye’ye karşı ise Yunanistan ve Kıbrıs’ı kullanarak bir oyun oynamaya çalışıyor. Gelecekte, Endonezya ve Avustralya gibi ülkeleri karşı karşıya getirebilirler.

Ancak son on yılda, Türkiye’nin müdahil olduğu her çatışma ve savaşta oyun kuralları değişti. Tarihi olayların ortaya çıktığı ve büyük değişimlerin yaşandığı bir dönem içerisindeyiz. Bunun zirvesinin Hindistan-Pakistan savaşı olacağını düşünüyorum.

BABÜR, SELÇUKLU, OSMANLI:

HEPSİ BU SAVAŞA KATILIR!

Eğer savaş büyürse, Hindistan Keşmir’i kaybedecek. ABD-İsrail ekseni, Güney Asya’da ciddi bir mevzi kaybı yaşayabilir. Endonezya’dan Akdeniz’e kadar hiçbir ABD-İsrail ortağı kalmayabilir. Bu coğrafya tamamen ABD’ye yabancılaşacaktır.

Osmanlı tarihi ve büyük imparatorlukların geçmişinde, bu savaşın çok önemli adımları atılabilir. Tüm bu gelişmeler, tarihsel çöküşün sıradan bir parçasını oluşturacaktır.

Hindistan-Pakistan savaşının yansımaları, yalnızca Güney Asya ile sınırlı kalmayacak, aynı zamanda Akdeniz ve Ortadoğu’da da derin etkiler yaratacaktır!

ONLAR İKİ YÜZYILI DÜŞÜNÜR,

BİZ BİN YILI BUGÜNE TAŞIRIZ.

Dünya bu noktada Osmanlı’nın mirasını ve Babür İmparatorluğu’nun tarihini tartışmaya başlayacak gibi görünüyor. Geçmişin izlerini 21. yüzyıla taşımak adına önemli adımlar atılıyor.

Tarih boyunca sağlanan güçlü miras, coğrafi şekilleri büyük ölçüde etkileyebilir. Umut ederiz ki bu savaş başlamadan engellenir; ancak gerçekleşirse, haritalarda ciddi değişimlerin söz konusu olacağı aşikar.

“`

Related Posts

Piyasalar ABD enflasyonuna odaklandı – 10 Mayıs 2025

Küresel piyasalarda, ABD ve Çin arasındaki ticaret müzakerelerine olan iyimserliklere karşın yatırımcıların temkinli davranmayı sürdürmesiyle geçen hafta karışık bir seyir izlenirken, gelecek hafta gözler ABD’de açıklanacak enflasyon verilerine çevrildi.

İslam Memiş’ten altın için büyük dalgalanma uyarısı: Fiyatlar uçuşa mı geçiyor?

Altın fiyatları Nisan ayında yatırımcısına en yüksek getiriyi sağladı. Ancak uzmanlar, Mayıs ayında piyasada sert dalgalanmaların yaşanabileceğini belirtiyor. Altın ve Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş, ons altının 3 bin doların altına sarkabileceğini ve yılın ikinci yarısında 3.700-3.800 dolar seviyelerine ulaşabileceğini öngörüyor.

Koca ilçede kala kala 7-8 kişi kaldı: Bittik biz

Osmaniye’nin Kadirli ilçesindeki hal kapanma noktasına geldi. Hal esnafı iş yapamamaktan dert yanarken denetimsizlikten şikayet etti. Korsan ticarete denetim yapılmasını talep eden esnaf, “Eskiden şimdiki satışın 50- 60 katıydı, 100 katıydı belki …

2024 yılında 1,5 milyon Türk vatandaşı komşuyu seyahat etti

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “2024 yılında 710 bin Yunan vatandaşı Türkiye’yi ziyaret etti. Buna karşılık yaklaşık 1,5 milyon Türk vatandaşı Yunanistan’a seyahat etti.” dedi. İTO’da düzenlenen Türk-Yunan İş Forumu’nda konuşan …

Borsa İstanbul’da yatay seyir: ABD-Çin görüşmeleri nasıl etkileyecek?

Endeks, saat 13.00 itibarıyla önceki kapanışa göre 4,06 puan ve yüzde 0,04 azalışla 9.275,15 puana geriledi. Toplam işlem hacmi 41,6 milyar lira oldu. Bankacılık endeksi yüzde 1,22 değer kaybederken, holding endeksi yüzde 0,61 değer kazandı. Sektör …

MESAM’dan dikkat çeken açıklama: Düğünde çalan müziğe telif hakkı cezası yolda!

MESAM, müzik kullanılan işletmelere yönelik telif uygulamasında yeni bir döneme girildiğini duyurdu. Düğün salonları, kuaförler ve restoranlar da denetime dahil edilecek. Yapılan açıklamada amaçlarının sanatçıların haklarını korumak olduğu vurgulandı.